AKP “Alevi açılımı yapacak” diye beklerken CHP “Alevi açılımı yapılacaksa onu da ben yaparım!” deyip “Açılım” pazarında tezgah açtı! “Tekçiliğin” yılmaz bekçileri çifter çifter “Açılım” yapmaya başladı! AKP’nin birinci açılımı “Alevi Açılımı” idi. 3 Haziran 2009’da başlayan “Açılım” bir dizi “Çalıştaydan” sonra açılamadan kapandı! AKP ıkınıyor, sıkınıyor bir türlü açılamıyor. AVM, HES, arazi ve doğa talanı konusunda tutulamaz derecede açılan AKP Alevi’ye ve Kürt’e açılamıyor!
Cumhurbaşbakanı Yası Kerbela için “Muharrem Aşı” (Alevilikte böyle bir kavram yoktur!) verdi. “Aş yemeye” gelen İzzettin Doğan Hoca Efendi ve beraberindeki “Aleviler” pek mutluydular. Neden mutlu olmasınlar ki? Koskoca Cumhurbaşkanı yepyeni bir saray yapmış sarayın ilk davetlileri “Aleviler!!!” Alevi inancında büyük bir değeri olan Abuzer’ül Gıffari, Osman’ın “Halife” olduğu dönemde Osman’ın yolsuzluk ve düzenbazlıklarına karşı çıktığı için Şam/Dımışk’a sürgün edilir. Dönemin Şam valisi olan Muaviye Abuzer’ül Gıffari’ye yüklü bir maaş bağlamak ister. “İki gömleği olan bizden değildir!” diyecek kadar mütevazı olan Abuzer, maaşı kabul etmez. Muaviye kendine ihtişamlı bir saray yaptırır ve Abuzer Gıffari’yi çağırarak sorar “Nasıl buldun sarayımı?” Abuzer; “Kendi paranla yaptırdıysan israf, halkın parasıyla yaptırdıysan haram!” der. İsraf ve haramın ayyuka çıktığı Muaviye sarayda “Muharrem Aşı” yiyenler Aleviliğe ve insanlığın kutsal değerlerine karşı suç işlemiştir.
Cumhurbaşkanının “Muharrem Aşı”ndan vazife çıkaran ve “Çözüm Sürecinde” bocalamaya başlayan Başbakan apar topar Hacıbektaş’a gidip “Aleviliğe Açılmaya” çalıştı. Yeni Osmanlıcı söylemlerinin yanında azıcık da dersine çalışmıştı Davutoğlu! Mübarek nutkun külliyatı “Alevi kardeşlerim”den ibaretti. Bu söylem siyasi sorumluluğu “Başbakan” olan birinin söylemi olamaz! Aleviler “Kardeş” değil “Eşit yurttaş” olmak istiyor!
Başbakan “Alevi açılımı” için Hacıbektaş’a gitmeye karar vermişti ki!… Aleviliği “Tekke ve zaviyeler kanunu” ile yasaklayan, son 40 yıldır Alevilerden aldığı oy sayesinde parti olan CHP, hemen devreye girip “Alevi Açılımı yapılacaksa ben yaparım!” dedi! Açılımın iyisi burada başka yere gitmeyin diye işportacı misali öteberilerini tezgaha seren CHP istediği “İlgiyi” bulamadı!
Biri AKP, diğeri CHP! Devletin ikiz çocukları! Biri “Çözüm sürecinde” çuvallamış, diğeri “Aman Aleviler elden gidiyor!” telaşında! Genel seçim de yaklaştı! Devletin iki partisi, devletin yasakladığı Alevilik üzerinden içinde bulundukları bunalımı aşmaya çalışıyorlar! Alevi sorunu “Zorunlu Din Dersinin kaldırılması, cemevlerine elektrik, su” gibi sıradanlaştırılmış yöntemlerle çözülemez! Irkçılık, inkar, nefret, insanlığa karşı işlenmiş bunca suç ortadayken, böylesine ırkçı, inkarcı bir bakış giderilmeden “Alevi Açılımı” olmaz!
Lakin Demokratik Alevi kurum ve örgütlerinden ses seda yok! HDP konu hakkında (Belki ben kaçırdım!) hiçbir açıklama yapmadı!
Aleviliğin devlet tarafından resmi bir kararla yasaklanması sadece “İnançsal” bir sorun değildir. Alevilik tarihini ve devlet tarihini inceleyiniz! Göreceksiniz ki Alevi sorunu inançsal, kültürel, sosyal bir sorun olmanın yanında siyasi ve sınıfsal bir sorundur. Alevi inancı tekçiliği, ırkçılığı, haksız kazanç, talan ve yağmayı, sömürüyü, toplumu kamplara ayırmayı, halkları aşağılamayı, çatışmayı, savaşı, kan dökmeyi, yoksulluğu… Kabul etmez! “Alevi açılımı” yapmayı düşünen CHP önce 91 yıllık kirli ve kanlı tarihle yüzleşmelidir. Koçgiri, Dersim ve diğer katliamlardaki sorumluluğunu görmeden “Alevi Açılımı” olmaz!
AKP’nin İslam anlayışı görkemli camilerde “Cuma kılmak” devlet dairesinde mahalle ağzıyla “Müslümanlık” yapmak! Bu piyasa İslam’ıdır. AKP mahalleye bir cemevi yapıp Aleviliği de cemevi ile mahalle arasına sıkıştırılmış piyasa Aleviliğine dönüştürmek istiyor. Aleviliğin hak, hakikat, erdem, yaşam ve bu değerler için ödenen bedeller kimin umurunda.
Özüm aşkın imbiğinden süzüldü
“Enel Hak” deyince derim yüzüldü
Nebiler, resuller yola dizildi
En önde gerçeğe vardım da geldim