HÜSEYİN ALİ
Maraş Katliamı üzerinden 36 yıl geçti, ama hala sıcaklığını ve güncelliğini korumaktadır. IŞİD gibi farklı inanç ve kimliklere düşmanlığın somut ve yakıcı yaşandığı günümüzde hala yeni Maraş Katliamları tehlikesi vardır. IŞİD zihniyeti Maraş’taki katliamcı zihniyetin devamıdır. Bu zihniyetle AKP’nin zihniyet kardeşliği ve ilişkisi Maraş Katliamı’nı güncel kılmaktadır. Bu açıdan bu katliamcı zihniyete karşı mücadele bugün de önemini korumaktadır.
Türkiye’de ne zaman bir komplo, provokasyon ve darbe gerçekleşse ilk kurbanlar Aleviler ve Kürtler olmaktadır. Özellikle Alevi-Sünni gerilimi ve önyargılar harekete geçirilmekte ve Aleviler kurban edilmektedir. Maraş Katliamı bunun en somut örneğidir. Alevilere karşı düşmanlığın ve önyargının hemen harekete geçirileceği yerlerin başında Maraş geliyordu. Bir propaganda ile dini maske olarak kullanan faşistler harekete geçirilmiş ve yüzlerce Alevi-Kürt katledilmiştir. Devlet, o yıllarda yaptığı gibi faşistlerin saldırısını seyretmiştir. 1970’li yıllarda faşistler devrimcilere saldırır, ama asker ve polis, solcular ve yurtsever demokratları tutuklardı. Saldırganlar korunur, saldırıya uğrayanlar ise ikinci bir saldırıya uğrarlardı. Maraş’ta da böyle olmuştur.
Maraş Katliamı, 12 Eylül faşist darbesine zemin ve gerekçe yapıldığı gibi, Kürtler Fırat’ın batısından tümden koparılarak bir kültürel soykırım gerçekleştirilmiştir. Maraş Katliamı ve sonrası Maraş, Malatya, Adıyaman, Sivas, Erzincan, Dersim ve Antep’te yaşananlar tamamen bir soykırımdır. 1926 Şark Islahat Planı’yla hedeflenen fiziki ve kültürel soykırım esas olarak Maraş Katliamı’yla gerçekleştirilmiştir. Maraş Katliamı’nı böyle ele almadan doğru sonuçlar çıkarmak ve çözüm yolları bulmak mümkün olamaz.
olduğu açıktır. Bu soykırım harekatı büyük oranda başarılı olmuştur. Dolayısıyla bu soykırıma karşı mücadele edilmeden, bu soykırım tersine çevrilmeden ne Maraş Katliamı’na karşı doğru bir tutum takınılır, ne de buradaki yüzlerce şehidin anısına bağlılığın gerekleri yerine getirilir. Eğer bu acılar bir anlam ve değer kazanacaksa, bu acılar dindirilecekse, yapılması gereken, Maraş Katliamı’nın yarattığı sonuçlara karşı çıkmak ve Alevi Kürtlerin topraklarına dönüşünü sağlamaktır. Hala Maraş şehri içinde Alevilerin bir varlığı yoksa, kasabalar ve köylerde yaşlılar dışında bir nüfus kalmamışsa, bu, Maraş Katliamı’na karşı etkili bir tutum ve mücadeleyle karşılık verilmediğini gösterir.
Bu devletten Maraş Katliamı’nın yarattığı soykırımı tersine çevirmesi beklenemez. AKP hükümeti ile Maraş Katliamı’nı yapan zihniyet arasında günümüz koşulları gereği yapılan biçimsel değişiklikler dışında bir fark yoktur. AKP zihniyeti ile IŞİD zihniyeti arasında da bir fark yoktur. CHP zihniyeti arasında da bir fark yoktur. CHP zihniyeti ise Maraş Katliamı ve bugünkü AKP politikasını yaratan zihniyettir. AKP de şu anda CHP zihniyetinin başka bir versiyonunu uygulamaktadır. Tek millet, tek vatan, tek bayrak zihniyeti AKP’nin devraldığı CHP zihniyetidir. Sünni inancın hakim kılınma zihniyeti de CHP ile başlamış, bugün devam ettirilmektedir.
Eğer Türkiye’de bu tekçi gerici devlet zihniyetine karşı tutum gösterilip mücadele edilmezse protesto ve kınamaların bir anlamı olmaz. Bu açıdan tüm demokrasi güçleri bir araya gelip bu tekçi ulus-devletçi zihniyete karşı mücadele ederek tüm etnik ve inanç topluluklarının özgür ve demokratik yaşayacağı bir Türkiye yaratmalıdır. Her kimlik özgünlüğünün özerkliğini yaşamalıdır. Her inanç ve halk kendileriyle ilgili konularda kendileri karar almalı ve kendi kendilerini yönetmelidir. Aleviler kültürel özerkliğe kavuşmalıdır. Alevi Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Dersim ise demokratik özerklikle kendi kimliği, kültürü ve inancıyla kendi kendini yönetmelidir. Bunun için de bu amaçlara ulaşacak siyasi bir zihniyet ve hukuk gerekir. Böyle bir siyasi zihniyete sahip parti ve hareket şu anda HDP-HDK’dir. Dersim ve Maraş katliamı sonrası ortaya çıkan soykırıma karşı mücadele için HDP-HDK’yi güçlendirmek gerekmektedir. Özellikle önümüzdeki seçimde HDP’yi güçlendirip yeni bir siyasi durum, iklim yaratmak önemlidir. O zaman Türkiye’nin demokratikleşmesi, Alevi ve Kürt sorunları başta olmak üzere tüm sorunların çözümü için yeni bir tarih başlayacaktır.