Cumhuriyet Gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ın Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun özel sayısının kapağına köşelerinde yer verdikleri için iki yıl hapis cezası aldıkları davanın gerekçeli kararındaki dini motifli katliamları ‘olağanlaştıran’ ifadelere Metin Altıok ve Behçet Aysan’ın çocukları Zeynep Altıok ve Eren Aysan’dan tepki geldi.
2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Çetinkaya ve Karan, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ suçundan iki yıl hapis cezası almış, mahkeme gazetecilerin ‘pişmanlık göstermeyen davranışları’ nedeniyle de cezada indirim yapmamıştı. Gerekçeli kararda ‘tahrik’ ve ‘galeyan’ tehlikesine dikkat çekilerek ‘Sivas hatırlatması’ yapılmıştı.
Şairler Metin Altıok ve Behcet Aysan Sivas katliamı sırasında yaşamlarını yitirmişlerdi. BirGün gazetesinin aktardığı ‘Nefessiz Bıraktınız Bizi…’ başlıklı yazıda Zeynep Altıok ve Eren Aysan, şu ifadelere yer verdi:
“İnsanların ölümünü tahrik olarak mazur göstermek neye yarar? Bu ancak bugün işlenmeyen suçun olasılığı üzerinden hakimlere ceza talimatı verenlerin işidir. Üstelik ‘tahrik olmuş iyi niyetli’ yobazlar 35 insanı diri diri yakarken sekiz saat boyunca evlatlarını omuzlarına alıp izletenlerin, yakanları ‘mazlum’ ilan ederek insanlık suçlarının zaman aşımına uğrayışını ‘hayırlı’ bulanların sesidir. Devletin görevi, işlenmeyen suçun olasılığı üzerinden hakimlere ceza talimatı vermek değil, insanlar yakılırken seyirci kalmamaktır. Bugün Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya’nın yargılandığı davanın gerekçesi, yargı üzerindeki tahakküm ve baskının açık örneğidir. Utanmasalar ölenlerin suçlu ilan edileceği açıktır.”
‘Nefes alamadığımız bir dünya yarattınız sonunda’
Haysiyet sözcüğünün toplumsal olaylarda ve siyasi saikle işlenen cinayetlerde, sistemli bir mazoşizm pratiğine dönüştüğünü iddia eden Altıok ve Aysan, açıklamaların ‘uzaylıların bile küçük dilini yutmasına neden olacak’ cinsten olduğunu dile getirdi.
Açıklama şöyle devam etti: “Öldürülen iki edebiyatçının kızları olarak teşekkür ederiz. Nefes alamadığımız bir dünya yarattınız sonunda. Daha çok yakın, öldürün, boğazlayın! Faili belli cinayetlerde öldürülenlerin gözleri bırakmasın peşinizi! Katledin doğayı! Ağaçların iniltisi, kuşların çığlığı rüyalarınıza girsin! Belki o zaman çocuklarınıza nasıl bir dünya bıraktığınızı anlar da uykularınız kaçar sonunda! Bizim gibi nefessiz kalmanın acısıyla dolanıp durursunuz öylece.”