Turgay Olcayto Evrensel gazetesindeki köşesinde Madımak katliamını yazdı. Olcayto yazısında Maraş ve Çorum katliamlarına da değindi.
Önceki gece üç beş dost toplanmış Madımak olayı üzerine konuşuyorduk. O nefret suçunun işlendiği Sivas’ı, 2 Temmuz 1993’te yaşanan, yakılan otelde yitirdiğimiz yazar, şair, sanatçı arkadaşlarımızı anıyor, ortak dostlarımızdan anıları paylaşıyorduk. Ülkenin değerli, aydın insanlarıydı tümü. Asım Bezirci gibi bir yazın ustasından, karıncayı incitmekten çekinen, iyi yürekli, üretken… Ne istedi o caniler? Ya Şair Metin Altıok, Behçet Aysan, sazıyla sözüyle, fotoğraflarıyla halkın beğeniyle izlediği öteki sanatçılar… Tam 35 can dile kolay, adalet ‘90’lı yıllarda da yerini bulmadı. Caniler, kışkırtıcıları ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştılar. Tıpkı şimdilerde Suruç’un, Ankara ve İstanbul Katliamlarının eli kanlı tetikçilerinin, azmettiricilerinin küstahça toplum içinde dolaştıkları gibi… Düşünceyi ifade özgürlüğünü kullanan gazetecilerin, yazarların, çizerlerin kolayca cezalandırıldığı; hapse tıkıldığı ülkemde, katillerin, şiddet uygulayıcıları ve soyguncuların cezasız kalması bize özgü bir adalet anlayışı olmalı. Yıllardır ne çok can yitirildi. Halklar birbirine düşürüldüler. Şunlar solcu, bunlar alevi, oradakiler ateist diyerek öldürdüler insanları. Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Reyhanlı’da. Kim vurduya gitti insanlar. Adaleti, devleti ara ki bulasın. Şikayetçi olduğunuzda ise şöyle bir yanıt alıyorsunuz devlet erkinden: “Halkın hassasiyeti ile oynanmış, dini duyguları rencide olmuş bölge halkının. Keşke yaşanmasaydı.” gibi bir yanıt almanız işten değil.
Düşünüyorum da tek parti döneminden günümüze yurttaşlarının bütününü kucaklayan bir devlet erkine sahip olamadık. Sonuncusu dahil hemen her iktidar toplumda bireyleri bölerek yönetmeye çalıştı. İçte ve dışta yönetimler ne zaman teklemeye başlasalar fatura hep emekçilere, solculara çıkarıldı. Siyaset söylemi nefret içeriyor. Şovenizm milliyetçilik, ırkçılık yurtseverlik zannediliyor. Din bağnazlığına, kadınlara, eşcinsellere, azınlıklara şiddet, tehdit uygulayanlara hoş görü gösteren bir adalet ve kolluk anlayışımız var. Ne Madımak cinayetlerini ne de öteki toplu katliamları unutturmaya çalışan sermaye yoğun medyamızı, her dönemde kendilerine iktidar yandaşlığından çıkar sağlayan gazetecilerimizi de göz ardı etmeyelim. Onlarla ilgili tarihe not düşmekten de geri kalmayalım. Madımak’ta yitirdiğimiz 37 canı sevgiyle, özlemle anıyoruz. Işıklar içinde olsunlar.
2 Temmuz da Sivas’ta yitirdiğimiz canlardan biriydi Behçet Aysan. 44 yaşındaydı cani grupların yaktığı Madımak’ta can verdiğinde. Behçet Aysan’ın bir şiiri ile sonlamak istiyorum tatsız yazıyı.
Kuşlar da Gitti
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
hani hep duvarlara anlattığın
hapislerden kalma sürgünlerden
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
bulutlar taşıdığın yakut sürahide
begonyalar büyüten eski alışkanlık
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
kaç kapıdan geçmiş, kaç kilitten
yaralı, dili lal, kanadı kırık
vurulmuş başında bir yokuşun