Emek Partisi, uzatılmak istenen Irak ve Suriye tezkeresine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “TBMM, 1 Mart Tezkeresini reddettiği gibi, yeni savaş tezkeresini de reddetmelidir. Unutulmamalıdır ki Ortadoğu bataklığına girmenin sonuçlarından sadece AKP Hükümeti değil savaş tezkeresine onay verenler de sorumlu olacaktır” denildi.
Emek Partisi’nin açıklaması şöyle:
“AKP Hükümeti, TBMM’nin açılması ile birlikte süresi dolmuş olan sınır dışına asker gönderme tezkeresini bir yıl daha uzatmak için harekete geçti. Fakat tezkere TBMM Genel Kurulu önüne geldiğinde T.C. Silahlı kuvvetlerinden bir kısım asker ve askeri araç Suriye’de savaşıyor olacak. Yani AKP, Başkanlık ile ilgili bir yasal düzenleme olmadan fiili olarak Başkanlık’ı yürürlüğe koyduğu gibi, yurtdışına asker gönderme tezkeresi olmadan askeri de göndermiş olacak. Fiili durumun yasal düzenlemesi geriden gelecek.
AKP, T.C. askerlerinin Suriye’de bulunmasını İŞİD’li teröristlerin Gaziantep’te canlı bomba ile 57 yurttaşımızı öldürmesi olayı ile gerekçelendiriyor. Ve “teröristleri sıcak takip hakkımız vardır” diyor. Böyle bir gerekçelendirme kendi içinde elbette pek çok soru ve çelişki barındırıyor. Neden daha önce yüzlerce yurttaşımızın öldürüldüğü bombalı saldırılardan sonra böyle sıcak takip yapılmadı? Bırakın yurtdışında sıcak takibi, İŞİD teröristleri yurt içinde dahi takip edilmedi. Konuşma bantları daha önce basına yansımış olan “Suriye’ye girmek için üç beş bomba attırırız” yaklaşımı ile Gaziantep bombasının patlaması ve Suriye’ye girilmesi arasında bir ilişki var mı?… gibi sorular yanıtlanmalıdır.
AKP’nin Suriye’de T.C. silahlı kuvvetlerini bulundurması ile sıcak takibin bir ilişkisi yoktur. Hükümet temsilcileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık Suriye’de bulunma nedenlerini açıklamıştır: Doksan kilometre eninde ve kırkbeş kilometre derinliğinde bir toprak parçasının işgal edilmesi ve burada kalınması. Uluslararası hukukta böyle bir harekat sıcak takip olarak tanımlanmamaktadır. Tezkerenin uzatılması ve “Güvenlikli Bölge” adı verilen bu toprak parçasında T.C. Silahlı kuvvetlerinin kalması uluslararası hukukta Suriye’ye savaş açılması ve Suriye’nin bir parçasının işgal edilmesi olarak tanımlanmaktadır. Sınır dışına asker gönderilmesi gibi, komşu bir ülkeye savaş açılması da TBMM kararı ile mümkündür. AKP Hükümeti bu konuyu da Meclis’te görüşmeden, bir oldu bitti ile Suriye’deki savaşa dahil olmuştur.
AKP’nin Suriye’ye asker sokması, İttihat ve Terakki Hükümeti’nin Almanya gemileri ile Rusya limanlarını bombalamasına benzemektedir. Birinci Dünya Savaşı’na bodoslama giren İttihatçılar gibi AKP Hükümeti de Ortadoğu Bataklığı’na girmiştir.
Suriye’de savaşa girişilmesi, ülke içinde OHAL Rejimi’nin devamı demektir. Gözaltılar, tutuklamalar, gazete kapatmalar, aydın ve sanatçıların tutuklanması, cezaevlerinin gazetecilerle doldurulması demektir.
TBMM, 1 Mart Tezkeresini reddettiği gibi, yeni savaş tezkeresini de reddetmelidir. Unutulmamalıdır ki Ortadoğu bataklığına girmenin sonuçlarından sadece AKP Hükümeti değil savaş tezkeresine onay verenler de sorumlu olacaktır.
Hükümet, yurtdışındaki bütün asker ve silahlarını geri çekmeli, komşuları ile barış ve dostluğa dayalı ilişkiler geliştirmek için hemen harekete geçmeli ve içerde de OHAL rejimine derhal son vermelidir.
Suriye’de savaşa hayır!” (HABER MERKEZİ)