Ana akım medya kanallarında yayınlanan izdivaç programlarına dair değerlendirmede bulunan Filmmor Kadın Kooperatifi kurucusu Melek Özman, “Bu programlarda ataerkil zihniyet, romantize ediliyor” dedi.
Sabah saatlerinden akşama kadar hemen hemen tüm ana akım medya kanalında yayınlanan evlilik programları içeriği dolayısıyla tartışmaları da beraberinde getiriyor. Filmmor Kadın Kooperatifi Kurucusu Melek Özman, bu tür programlarda kadınlar için tek dayatılan seçeneğin ‘evlilik’, ‘anne olmak’ olduğuna dikkat çekti: “Bu programlar bu dayatmanın bir parçası, uzantısı ama daha da fazlası tabi. ‘Evli, mutlu, çocuklu’ miti bizi gelecekte mutlu, güvende yaşayabileceğimize inandırabilir ancak somut koşulları unutturabilir mi?”
‘Bir sevgiymiş gibi…’
Bu tür programların kadın cinayetlerine etkisine de değinen Özman, “Ataerkil yani kadının erkeğe ait olduğu bir toplumda partner ya da evli olmanın kendisi bir risk. Horlanma, şiddet, cezalandırılma, öldürülme riski içeriyor zaten. Bu programlarda da mevcut ataerkil zihniyet, bu riskler hiç yokmuşçasına, bunlar hiç yaşanmıyormuşçasına romantize ediliyor. Baskı, kıskançlık, ayrımcılık, şiddet mistik bir sevgi belirtisiymiş gibi kutsanıyor ki bunun etkileri de ortada” dedi.
Hakikatten kopuk
Özman sözlerine şöyle devam etti: “Hakikatle bağını koparan, sahiciliğini kaybeden bir toplumda her şey ‘miş’ gibi bir mizansen olarak yaşanır ki öyle de yaşanıyor. Kamera sahiciliği ‘bir kıl’ perdeler tabi ama kamera olmadığı durumda ilişkilerin, değerlerin daha sahici yaşandığına dair çok az delil var elimizde. Yani bunlar yadırganmıyorsa toplumda egemen, meşru hale gelmiş demektir.”
AMED