DİTAM tarafından yürütülen ‘Eşitlikçi ve Çoğulcu Demokrasi Ağı’ projesi çerçevesinde 52 sivil toplum ve meslek örgütü, Amed’de bir araya geldi. DİTAM Başkan Yardımcısı Mehmet Vural okuduğu ortak deklarasyon ile savaşın son bulması için tarafları barışçıl ve demokratik çözüm çağrısında bulundu
Amed’de Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından yürütülen “Eşitlikçi ve Çoğulcu Demokrasi Ağı” projesi çerçevesinde 52 sivil toplum ve meslek örgütleri ile kanaat önderleri Diyarbakır Plaza Otel’de biraraya geldi. Proje çerçevesinde oluşturulan “Toplumsal Barış Ağı” hazırladığı deklarasyonu ortak basın toplantısıyla açıkladı. Sivil Toplum Örgütleri adına kısa bir açıklama yapan DİTAM Başkan Yardımcısı ve “Eşitlikçi ve Çoğulcu Demokrasi Ağı” sözcüsü Mehmet Vural, son bir buçuk yıldır Türkiye ve bölge çok ağır bir savaş döneminden geçtiğini hatırlattı. Vural, bu savaşın bir an önce son bulması ve tarafların barışçıl, demokratik bir şekilde bir araya gelmeleri çağrısında bulundu.
Vural konuşmasının ardından ortak deklarasyonu okudu:
* Farklılıkların zenginlik olarak algılandığı,
* Temel hak ve özgürlüklerin yasal güvence altına alındığı,
* Şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışının benimsendiği,
* Eşitlikçi ve çoğulcu demokrasi kültürünün egemen olduğu,
* Din, dil, ırk, etnik köken ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkların sona erdirildiği,
* Sorumlusu kim olursa olsun, tahrip edilen barışın yeniden tesis edildiği bir Türkiye için;
1- Yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığı ile birlikte, erkler arası Denge ve Denetleme mekanizmasının sağlandığı, eşitlikçi ve çoğulcu bir Anayasa hazırlanmalı,
2- Kürt halkıyla birlikte hak talep kârlığında bulunan diğer etnik kimliklerin kolektif hakları Anayasal güvence altına alınmalı,
3- Katılımcı ve şeffaf bir ademi merkeziyetçi yönetişim modeli geliştirilmeli,
4- Din, dil, ırk ve etnik köken ayrımcılığı bir daha eski tekçi kimliklere dönülmemek üzere sona erdirilmeli,
5- Kutuplaşma ve ayrımcılıkla mücadelede için yasal düzenlemeler yapılmalı,
6- Halklara, mağdur ve mazlum kimliklere yönelik nefret suçunun insanlığa karşı işlenmiş suçlar nevinden olduğu gerçekliğinden hareketle reddedilmeli,
7- İşkence başta olmak üzere; cezasızlık ve kötü muamele ile etkin mücadele edilmeli,
8- Karar verme süreçlerine halk ve sivil toplum örgütlerinin etkin katılımı sağlanmalı,
9- Yönetim şeffaf olmalı ve halka hesap verebilir olmalıdır.
Eşitlikçi ve çoğulcu demokrasi
Vural, okuduğu ilkeler çerçevesinde “Toplumsal Barış Ağı” üyelerinin insan hak ve özgürlüklerin garanti altına alınarak barışın yeniden tesisini, azınlık ve kültürel hakların yasal güvence altına alınmasını talep ettiklerini dile getirdi. Eşitlikçi ve çoğulcu demokrasi kültürünün hakim olması ile birlikte; temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alındığı, ifade eden Vural, Kürt halkıyla birlikte diğer tüm halkların kolektif haklarının güvenceye kavuşturulduğu, barışın yeniden tesis edildiği bir Türkiye’de yaşanabileceğinin altını çizdi. Deklarasyonun ardından kısa bir süre önce hükümet yanlısı Yeni Şafak gazetesi ile yollarını ayıran yazar Ali Bayramoğlu “Bir barış süreci deneğimi” başlığıyla konuşma yaptı.
Açıklama ve konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.