Mayıs ayında ‘Yeşil Feministler’i kuran kadınlar, ‘Hem yeşil hem de feministiz’ diyorlar. Mücadelelerinin diğer kadın hareketlerinden bağımsız olmadığının altını çizen Yeşil Feministler, ‘Kadınlara, doğaya yönelmiş bu taciz ve tecavüze karşı bir şeyler yapmadan duramazdık’ sözlerini ifade ediyor
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden ayrılan bir grup kadın, özgün mücadele ile örgütlenme kararı alarak 2016 Mayıs’ında ‘Yeşil Feministler’i kurdu. Yeşil Feministler’in temel ilkeleri arasında; doğaya uyum, sürdürülebilirlik, küresel mücadele, erkek egemenliğinin reddi, doğrudan demokrasi, yerellik ve çeşitliliğin korunması maddeleri yer alıyor. Feminizmi mücadelelerinin öznesi olarak belirleyen Yeşil Feministler, aynı zamanda kurucusu oldukları Yeşil Siyaset Grubu içinde de yer alıyor. Gazete Şûjin’a konuşan Yeşil Feministler üyesi kadınlar, çıkış noktalarını, ilkelerini ve projelerini anlattı.
‘On temel ilkemiz var’
Yeşil Hareket’in temel on ilkesi olduğunu söyleyen Yeşil Feministler’in kurucularından Ayla Tokmak, on temel ilkesinin hem sol hem de feminist olduğunu anlatıyor: “Şiddetsizlik, yerellik, demokrasi, barış, yeşil ekonomi, ekoloji, iklim adaleti ve feminizm gibi birçok konuyu içinde barındıran bu on ilke bizim için her şeyi kapsıyor. İnsanların güvenli gıdaya ulaşabilmeleri için küçük bir kooperatif, gıda toplulukları oluşturduk. Önceliğimiz göçmen kadınlar. İstismara, tacize yönelik farkındalık çalışması yapmayı düşünüyoruz. Henüz olgunlaşmayan projelerimiz var.”
‘Bir şey yapmadan duramazdık’
Son dönemlerde kadınlara yönelik saldırıların boyutunu, göçmen kadınlar ve diğer kadınların yaşadığı acıları hatırlatan Tokmak şöyle devam etti: “Kadınlara, çocuklara, doğaya yönelmiş bu taciz ve tecavüze karşı bir şeyler yapmadan duramazdık. Biz de kadın mücadelesinin bir ucundan tutacağız. Kendisine yeşil feminist diyebilen herkese açık bir grubuz.”
‘Hem feminist hem yeşiliz’
Grubun içinde yer alan kadınların uzun yıllar hem kadın hem de sol siyasi hareketler içinde mücadele ettiğini vurgulayan Gülnur Aksop ise “Fakat her yerde kadınlar olarak çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Mücadeleler verdik. Bu nedenle bir yorgunluk ve erkeklerden bıkmışlık var. Artık kendimiz olmaya, feminist olduğumuzu vurgulamaya karar verdik. Kendi hareketimiz olan yeşil siyaset içinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine izin vermemek ve bunu zihinlerden silmek amacımız” sözlerini ifade etti.
‘Mücadelede birlikteyiz’
Yeşilin, çok kapsamlı bir düşünce sistemi olduğunu dile getiren Aksop, sadece ekoloji mücadelesi veren bir oluşum olarak anlaşılmaması gerektiğini vurguluyor. Aksop şu sözleri ifade etti: “Anti kapitalist, bana göre komünist, barışçıl, yerel demokrasiyi savunan feminist bir hareket. Hayatın her alanında erkek egemenliğine karşı Türkiye Kadın Hareketi’nin, Feminist Hareketin gündeminden bağımsız değiliz. Mücadelede birlikteyiz. Yeşil Feministler olarak ağırlıklı üzerinde durduğumuz konu kadın ve barış meselesidir. Savaşın en çok kadınları vurduğunu bildiğimiz için özellikle barış mücadelesi içerisindeydik, olmaya devam edeceğiz.”
İSTANBUL