Adana İl Jandarma Komutanlığı tarafından hazırlanan 4 Kasım 2016 tarihli istihbarat raporunda Yumurtalık ilçesine bağlı Arap Alevi yurttaşların yaşadığı Ayvalık, Deveciuşağı, Hamzalı, Kaldırım, Kızıldam, Narlıören, Asmalı, Demirtaş, Gölovası, Kesmeburun, Kuzupınarı ve Sugözü mahallelerine yönelik keşif ve istihbarat faaliyetlerinde bulunan DAİŞ tarafından saldırı olabileceği uyarısı ortaya çıkmıştı.
Rapor kapsamında mahalle muhtarları ve kanaat önderlerine gönderilen yazıda ise şüpheli görülen kişilerin jandarmaya haber verilmesi istendi. Raporun kamuoyuna yansımasının ardından Adana Alevi Platformu, köylerde incelemelerde bulundu. Jandarma uyarısı sonrası hem İçişleri Bakanlığı hem de Adana Valiliği soruşturma açarken, konuya ilişkin bakanlık Mülkiye Müfettişleri görevlendirdi.
Konuya ilişkin CHP Antakya Milletvekili Hilmi Yarayıcı PİRHA’ya konuştu. Yarayıcı IŞİD’in ortaya çıkması ve çıkış nedeninin Suriye’deki iç karışıklıklar yaratıp bölgeyi savaşa dönüştürmenin amaçlandığını söyledi.
Yaşanan süreci Yarayıcı şu sözlerle aktardı: “Burada özellikle ve öncelikle Alevi kesime karşı mezhep savaşı yaratmanın koşullarını öncelikle olgunlaştırmaya çalıştılar. Özellikle Devlet Başkanı Esad’a karşı Alevi kimliğinden dolayı saldırı başladı. Çok öncesinde Özgür Suriye Ordusu güçlerinin onlarca güçleri içinde barındıran, elleri kanlı terör örgütleri ile başladı bu iş. Bunlara ne yazık ki destek veren ABD emperyalizmi başta olmak üzere işbirlikçilerin ve ülkemizdeki iktidar yardımcı oldu. Katar’dan ve Arabistan’dan 10 milyarca dolarlarla paralar aktı Türkiye’ye. Türkiye üzerinde para yardımında bulunuldu.”
“İKTİDAR ÇETELERİ BESLİYOR”
Hatay’a getirilen Suriyeli sığınmacı oldukları iddia edilen cihatçılara devlet kontrolünde paralar aktarıldığını söyleyen Yarayıcı, “Hatay’a gelen ‘sözde’ mağdur olan oradaki Suriyeli sığınmacıların devletin yetkisinde bir bankamatik kartı olduğunu gözlemlemiştim. Dolayısıyla bu paraların savaşa, savaştan kan döken terör örgütlerine aktığını görebiliyoruz. Bu anlamda o günden beri Reyhanlıyla başlayıp Suruç, Antep, Ankara ve İstanbul katliamları ile karşı karşıya geldiğimiz bu süreç özellikle iktidarın bu koşulları yarattığını bunları beslediğini görüyoruz. Ortak paydada buluştuklarını da söylemek mümkün. IŞİD’in Özgür Suriye Ordusu, El Nusra gibi kanlı terör örgütlerinin siyasi ideolojik düşüncesi ile buradaki ideolojik düşünce örtüşüyor” ifadelerini kullandı.
İktidarın kendisinden olmayan her muhalifi elinin tersiyle itip karşı propaganda başlatıp algı operasyonu başlattığını belirten Yarayıcı, iktidarın bunun üzerinden de özellikle Alevi ve Kürtlere yönelik yok etme politikasına giden bir asimilasyon, inkar politikasının hayata geçirdiğini söyledi.
“ELİ KANLI SAVAŞÇILAR TÜRKİYE’YE YUVALANACAK”
Yarayıcı, Türkiye’ye getirilecek sığınmacılar adı altında terör örgütünün yuvalanacağını söyledi. Yarayıcı, “Savaşın neredeyse sona gelindiği Halep’ten özellikle İdlip’e giden ve İdlip’ten özellikle Hatay ve Antep’e gelecek olan savaşçı, eli kanlı terör örgütlerinin son durağı olacağı için mutlaka buraya geçişler olacaklar. Bunun için binlerce terör örgütü buraya yuvalanacak. Zaten Hatay başta olmak üzere Antep, Urfa gibi birçok yerde bu terör örgütlerinin sığınmacı diye gelen ve bunlara geçici bildirim kartı diye söylenen AFAD kampı verilen katillerin burada ne yapacağına ilişkin hiçbirimizin bir fikri yok” dedi.
Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde Suriyelilerin oturduğu evde patlayıcı madde hazırladığı belirlenen 2 Suriyeli’nin meydana gelen patlamada öldüğü olayı hatırlatan Yarayıcı, “Bunun gibi yüzlerce belki binlerce insanın bizim ülkemizde var olduğunu düşünebiliriz. Onun için çok büyük bir sıkıntı yaşıyor halkımız. Sosyal, siyasal kültürel boyutuyla yaşadığı bu sıkıntıyı ekonomik olarak da yaşamaya başlayınca çekilmez bir hal aldı” dedi.
DEVLET ACİL ÖNLEM ALMAK ZORUNDA
Alevilere yönelik IŞİD tehditinin de bunun bir devamı olduğunu söyleyen Yarayıcı, devletin buna yönelik acil önlemler alması gerektiğini belirtti. Yarayıcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle ve öncelikle savaş yerine barış diyebilecek, barışı tesis edebilecek ve Suriye’nin bir an önce TSK’nın askerlerin geri dönmesini sağlayacak bir adımla başlar. Ne yazık ki yakın zamanda 16 askerin nasıl öldürüldüğünü, yakıldığını hepimiz gördük. Tüm bu acılar katlanmak bir yana, kabullenmek ve kanıksanma noktasına gelen iktidarın bu politikasına karşı çıkmak gerekiyor. Bir kez daha söylüyorum sırf Alevilere yönelik değil, en genelinde onlardan olmayan, onlar gibi düşünmeyen, yaşamayan herkesi düşman olarak gören bu öfkeli gençler ya da yaramaz gençler dedikleri eli kanlı terör örgütlerine ilişkin önleyici tedbirler almak lazım. Suriye halklarının sorunlarını Suriye halkları çözer. Dolayısıyla onların tüm yaşam alanlarına her türlü tercih onlara bırakmak lazım. Terör örgütlerine ilişkin de mutlaka çok ciddi bir hukuki yaptırım prosedürü hayata geçirmeleri lazım.”
Sevim KAHRAMAN