Cumhuriyet 100. yılını geride bırakırken Türkiye, geride kalan 100 yılda ‘tek kimlik’ ile yönetildi. Cumhuriyet’in 100 yılını ve ikinci 100 yıla girerken Aleviler açısından değerlendirme yapan Sosyolog Doç. Dr. Bülent Küçük, Alevilerin kendi içerisinde devlet tarafından çeşitlendirilerek çok daha katmanlı bir dışlamaya maruz bırakıldıklarını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti 100 yılını geride bırakıyor. Türkiye, geride kalan 100 yılda “tek dil, tek din, tek kimlik” ile yönetildi.
Geride kalan 100 yılda Aleviler, kırım, yok sayma, asimilasyon uygulamarıyla karşı karşıya kaldı. Alevi köylerine cami yapılmaya, çocuklarına zorunlu din dersi verilmeye devam edildi. Alevi sözcüğünün yasaklı olduğu 80 yıl boyunca Alevi toplumu, kendi varlığını korumak için yoğun bir çaba harcadı.
Aleviler ise ikinci 100 yıla eşit yurttaşlık, özgürlük, barış ve demokrasi özlemiyle giriyor. 1950’li yıllardan başlayarak örgütlenme çalışmalarına başlayan Aleviler, Sivas Madımak Katliamı sonrası hak, eşit yurttaşlık mücadelesini daha da artırdı.
Dergahları, ziyaretgahları, kutsal mekanları işgal altında olan Alevi toplumu, son olarak Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı eliyle dağıtılmak isteniyor.