Alevi uyanışı sürüyor

Kandil geceleri kandil oluruz
Kandilin içinde fitil oluruz
Hakkı göstermeye delil oluruz
Fakat kör olanlar görmez bu hali
 (Edip Harabi)

Alevi uyanışı sürüyor. Binlerce yıllık saldırıların yaratmış olduğu kırgınlık, kızgınlık ve korkular aşılıyor. Özellikle ana göbekte bulunan -Maraş, Malatya, Adıyaman, Sivas, Dersim, Erzincan, Kayseri – Kürt Alevileri kendilerini haykırmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyor. Her fırsatta kendisi olmak isteyen Alevilere karşı, Alevileri korkularına mahkum etmeye çalışan devlet ve onun gizli açık kurumlarının bu uyanışı engellemek için yeni korkular, saldırılar ürettiği görülmektedir.

Özellikle Ak Parti çevresinden, siyasi kadroları tarafından körüklenen söylemler, korkuları tetiklemek için bilinçli olarak üretilmektedir. CHP cephesini beslemek istedikleri ve Alevileri CHP’de toparlamak yönünde devletsel bir refleks içinde oldukları görülmektedir. Yıllar devletin Alevi politikalarının değişmediğini asimilasyonun temel bir yöntem olarak devam edeceğini göstermektedir. Gezi’de ortaya çıkan durum her ne kadar devletin Alevi politikasını bir kez daha gözden geçirmesini zorunlu bir hale getirmişse de, devlet içindeki değişik kanatların konu Alevilik olunca ortak bir tavır içinde olduklarına da şahit oluyoruz.

Alevilerin ehlileştirilmesi, Sünnileştirilmesi, devletle ilişkili bir inanç haline getirilmesi için Suriye’de katliamlarda hedef haline getirilerek, evler şahibeli bir şekilde işaretlenerek, İstanbul Şahintepesi, Kartal, Gazi, Diyarbakır cemevlerinde olduğu gibi ibadet yerlerine yönelik provokatif saldırıları gündeme taşıyarak, Alevileri teslim almaya çalışmaktadır.

Teslimiyet benzeşmeyi dayatmaktadır. Yüzlerce “Alevi dedesi” olduğu iddia edilen insan Kabe’ye taşınmıştır. Bununla; Alevi algısı devletin istediği merkeze yönlendirilmek istenmektedir. Merkez asimilasyonun boyutuyla ilgilidir. Devletin Alevileri ne kadar kendisini tanımaz hale getirdiğinin görülmesi açısından ibretlik bir durumdur. Gri pasaportlu dedelerin yeni icraatı olarak bu ziyaret devletin Alevi düşmanlığının resmi olmaktadır.

İnançları devlet merkezli yönetmek isteyen zihniyetin cumhuriyetle yaratmış olduğu Alevilerin, 12 Eylül ile birilikte Sünniliğe geçişinin tamamlanması sürecinin halkları olarak görülmelidir.

1940’lara kadar askeri olarak sağlanan hakimiyet, 1940’lardan 1980’e kadar başta Kürtlük, Alevilik olmak üzere tüm inanç ve farklı kültürlerin bitirildiği, içinin boşaltılarak unutturulduğu yıllar ve 1980 sonrası da asimilasyonun tamamlandığı Türk-İslamcı toplumsal, tekleştirilmiş yapının yaratıldığı yıllar olarak yönetilmiştir.

Kürt siyasetinin 12 Eylül’e karşı yaratmış olduğu direniş, tüm bu planları boşa çıkarırken, planın parçası olanlarla uyanışın çevresinde toparlananların mücadelesi bugün halen devam etmektedir. 12 Eylül’ün ürünleri Alevi asimilasyonunun tamamlanan kesimi, din değiştirmiş kesimi olurken, Kürt siyaseti kendi özüne bağlı, kendisi olan Aleviliğin arkasında durmuştur. Değerlerin yaşatılması, binlerce yıllık kültürel ve sosyal değerlerin yeni nesillere taşınması için büyük bir direniş vermiştir.

Binlerce Alevi genci bu direnişin bir parçası olarak, Hüseyni bir duruş sergilemiş, Alevi uyanışı, Kürt uyanışının harçları olarak büyük bir miras yaratmışlardır. Bugün Alevi asimilasyonuna karşı en büyük direniş işte bu mirastan beslenmektedir. Alevi sosyal hayatı, kültürel zenginlikleri bu direniş içerisinde toplumun tüm kesimlerine yayılarak büyümekte, itibar görmekte ve birlikte yaşamanın en güzel cephelerinden birini oluşturmaktadır. Alevilik gelişen bir değer olarak, herkesin dikkate alması gereken bir güç olarak artık varlığını hissettirmektedir.

Alevilerin yaşadığı her yerde korkularına teslim olanlar ile direniş geleneğinin temsilcileri arasındaki ayrışma derinleşmekte, Aleviler yeniden deyişler söyleyerek, semaha durmaktadırlar. Saldırı ne kadar büyükse, direnişte o kadar köklü ve derindir. Derinden gelen bir dalga, ses Alevi camiasında dolanmaktadır. Köklerine davet etmektedir. Hak ve hakikate davet etmektedir. Munzur’un, Düzgün Baba’nın, Ali Kute’nin, Elif Ana’nın, Pir Tacım’ın, Ocaxe Bakê’nin, Hemî Tazı’nın, Salmanê Pok’ın… Nice evliyanın, ermişin ruhu herkesi kendisi etrafında pervane olmaya davet ediyor. Ocakların dumanı tütüyor. Ya Hüseyin…

47 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri